Şenol Şen


GAZİPAŞALI BOSDAN


        İstanbul`a akraba ziyaretine gitmiştim. Evin sokağında gıda pazarı kurulmuştu. O gün ,bizim Yenge Hanım, pazara çıkacak ;bizi de davet etti?

        Yengem, evden çıkarken, hepimize sıkı sıkı tembih etti:"Ahmet, badem alacağız sakın unutturmayın!" Dört gözle her tezgâhlara bakıyorum ama badem madem yok. Pazar alış verişi bitti eve dönüyoruz, merdivene gelince dedim ki "Yenge, badem alacaktık unuttuk galiba!" Yengem şaşırmıştı, suratıma bakarak: "Aldık ya görmedin mi ?" diyerek poşetteki salatalıkları önüme koydu. Şaşırmıştım:" İyi de bu badem değil ki, bildiğimiz, bizim Gazipaşalı bostan bu" dedim. Yengem, itiraz ederek: " Bizde badem diye salatalığa denir; Bostan diye de burada ufak tefek pişirmelik ekilen bahçelere denir." O an allamıştım ki bizim ağzımızdaki "havarlık" İstanbul ağzına göre "bostan" imiş..

     Ne zengin bir dilimiz var, diye düşünerek, badem, bosdan , havarlık  üçlemesini düşündüm durdum...

 (Bir dosttan derleme )